MRGDE ARTEFAKT
MRG, belki de
radyolojide bu gün için kullanılan sistemlerden
artefakta en duyarlı olanıdır. Bu teknikte görülen artefaktlar genel olarak 2 başlık
altında incelenmektedir.
a.
Hasta
artefaktları
b.
Görüntüleme
(Imaging) artefaktları
Hasta Artefaktları |
"Imaging" Artefaktları |
- Hareket
- Kardiyak
- Solunum
- Vaskuler
- Peristaltik
- Ferromanyetik
materyaller
- Hastanin
yanlis pozisyonu
|
- Aliasing
- Truncation
- Kimyasal
Sapma (chemical Shift)
- Eddy Currents
- Coil Loading
- RF
Interference
- Crosstalk
|
Table 8.7 |
|
Hasta
Artefaktları
Hareket:
Hastanın
bilerek hareketi veya solunum ve kardiyak aktivite gibi
fizyolojik hareketler MRGde görüntüyü belirgin şekilde
bozmaktadır (resim 8.6).
Bu
hareket artefaktları diğer inceleme yöntemlerinde
de karşımıza sorun olarak çıkmaktadır;
ancak MRGde inceleme süresinin diğer tekniklere göre
uzun olması bu artefaktların belirginleşmesine
neden olmaktadır. Ayrıca rutin incelemelerin
multislice tekniği ile yapılıyor olması
ile, inceleme süresi içindeki hareket inceleme planımızdaki
bir çok kesite yansımaktadır.
|
|
|
Temelde, hareketin
artefakta yol açması, dokudan gelen sinyalin
frekans-kodlama ve faz-kodlama gradiyentleri boyunca yanlış
voksellere kodlanması veya aynı voksel için
birden fazla kodlanmanın yapılması ile olur.
Hasta incelemede ne kadar uyumlu olsa da, en ufak hareket görüntü
kalitesini bozduğundan, genelde inceleme sırasında
bantlarla hastayı mümkün olduğunca sabitlemek
gerekmektedir. Kooperasyonun kurulamadığı
hastalarda, tremor gibi istemsiz hareketlerin olduğu
vakalarda, ağrı gibi nedenlerden dolayı
hareketsiz kalamayan hastalarda veya pediatrik vakalarda
genellikle hastanın sedasyonu gerekmektedir.
Bunların
yanında görüntüde belirgin artefaktlara yol açan
hastanın fizyolojik hareketleri söz konusudur. Bunlar;
kardiyak, solunum hareketleri, vasküler pulsasyonlar, BOS
pulsasyonları gibi periyodik veya barsak peristaltizmi
ve yutkunma gibi periyodik olmayan hareketlerdir. Bugün
için periyodik hareketlerin neden olduğu
artefaktları ortadan kaldırmak için en çok
kullanılan yönten
Fizyolojik gate tekniğidir (kardiyak gating, solunum
gating). Bunun anlamı, sinyal kaydının bu
fizyolojik periyodik hareketlerin sadece bir safhasında
yapılmasıdır.
|
|
Resim 8.6:
Hareket artefakti. SE sekansi kullanilarak elde edilen T1
agirlikli aksiyal goruntude diafragmetik harekete bagli
olarak artefakt izlenmektedir. (Aortada anevrizma mevcuttur). |
Sekil 8.14:
Kardiyak gating tekniginde sekilde goruldugu gibi, R dalgasi
trigger (tetik) olarak kallanilir; siklusun sadece belli bir
safhasinda calisilir. |
|
Kardiyak
gating görüntüler elde edilmesinde EKG trasesinde R
dalgası sinyal kaydının başlangıcı
(trigger) olarak kullanılır
[41] (Şekil 8.14).
Bu
teknikler ile periyodik hareketlerin neden olduğu
artefaktlar belirgin biçimde ortadan kaldırılabilmektedir;
ancak tahmin edeceğiniz gibi, kalp siklusunun belirgin
değişiklikler gösterdiği veya aritmilerin
mevcut olduğu hastalarda bu tekniğin etkinliği
azalmakta ve bu teknikleri kullandığımız
zaman inceleme zamanımız normale nazaran uzamaktadır.
Çünkü sinyal kaydı sadece belli zaman aralıkları
ile yapılmaktadır. Bununla birlikte kardiyak
incelemelerde gating çok önemlidir ve bundan iki şekilde
faydalanılabilir; ilki daha önce bahsedildiği
gibi kardiyak hareketin görüntüyü bozmasını
engellenir; diğeri ise, farklı zamanlarda kalbin
aynı düzleminden kesit görüntüsü elde ederek,
kalbin fonksiyonu hakkında bilgi edinilebilir.
|
|
|
Kardiyak gating sadece kardiyak incelemelerde mi kullanılır?
Teknik
kardiyak incelemelerde temel yöntem olmakla birlikte, bu yöntem
ayrıca santral sinir sistemi görüntülerinde de görüntü
kalitesini belirgin derecede artırmaktadır; çünkü,
BOSun hareketi homojen olmayıp kardiyak sikluslar
ile değişmektedir (öreğin aqueduct
seviyesinde BOS 3. ventrikülden 4.ventriküle sistol sırasında
akmaktadır); ayrıca kranyum içi vasküler
pulsasyonlar artefaktlara neden olmaktadır. Rutin
serebral incelemelerde kardiyak gating genellikle
gerekmemekle birlikte, servikal spinal incelemelerde
kardiyak gating tekniğinin kullanılması
gerekmektedir [34].
Çünkü servikal bölgede BOS akımı oldukça
fazladır ve gating uygulaması ile görüntü
kalitesi belirgin derecede artmaktadır.
Respiratuar
(solunum) gating ise hasta göğsüne yerleştirilen
basınca duyarlı yastıkçıklar ile sağlanır
ve bu sayede sinyal kaydı solunum hareketinin sadece
istenilen safhasında yapılabilmektedir. Solunum
hareketleri abdominal MR incelemelerinde, özellikle hasta
abdominal solunum yapıyorsa belirgin artefaktlara neden
olur. Bu artefakt özellikle faz-kodlama aksisinde oluşmaktadır.
Bunu engellemek için gerektiğinde solunum gating tekniği
kullanılmaktadır; ancak bu durumda inceleme süresi
daha da artmaktadır. Bunun yanında artefaktları
azaltmak için başka yöntemler de kullanılmaktadır.
Bunlar yüksek NEX ile çalışmak, kısa TR ve
kısa TE ile çalışmak (veya son yıllarda
geliştirilen ve yaygın olarak kullanılmaya başlanan
ileriki konularda detaylı olarak tartışılacak
olan Fast Spin-eko sekansı ile çalışmak),
inceleme sırasında batını gergince
sabitlemek (abdominal binder) olarak sayılabilir.
MRGde hastaya nefes
tutturulur
mu?
Bildiğiniz
gibi abdominal BT incelemelerinde kesit alınacağı
zaman hastaya nefes tutturularak solunum artefaktlarından
kurtulunulabilir. MRGde hastaya nefes tutturma Spin-eko
gibi incelemenin uzun sürdüğü sekanslar için mümkün
olmasa da, Gradiyent-eko (FLASH veya GRASS) gibi incelemenin
çok kısa sürdüğü sekanslarda uygulanabilir.
Bir nefes tutma zamanında birden çok kesit hakkında
sinyal toplanabilmektedir; bununla birlikte hastanın
her nefes tutuşunun aynı düzeyde olmaması
ile yine artefaktlar oluşabilmektedir.
Solunum
ve kardiyak hareketler ile karşılaştırıldığında,
kan
akımı
belirgin derecede hızlıdır (örneğin
sistolde aortik
kan
akım
hızı saniyede 150 cm. dir). Dolayısıyla
Spin-eko sekansı kullanılıyor ise, bir kesite
uyan voksellerdeki protonlar 90° RF puls ile etkilenmekte (enerji
değişimi olmakta); ancak, 180° RF puls kullanılacağı
zaman, kesitte vasküler yapı içindeki protonlar kesit
dışına çıkmış olduklarından,
akan kandan sinyal elde edilememektedir ve buna signal
void denir (konunun detayları MR anjiyografi başlığı
altında tartışılacaktır). Bunun
tersi olarak da, başka bir kesitte 90° RF puls ile
uyarılmış olan protonlar sinyale neden
olabilmektedir. Bu nedenle
kan
akım
hareketlerine bağlı artefaktlar oldukça kompleks
olarak bilinirler. Bunun haricinde vasküler yapıların
pulsatil hareketlerine bağlı artefaktlar oluşmaktadır
ve bu faz-kodlama aksisinde görülmektedir (bu artefakt
Gradiyent-eko sekansında daha belirgindir). Kardiyak
gating tekniğini uygulamak bu artefaktları oluşmasını
kısmen azaltır.
|
Ferromanyetik
materyaller
Görüntülenen volümde ferromanyetik materyalin
olması görüntüyü belirgin derecede değiştirir
ve bu alanlar sinyal yokluğu (signal void) ve / veya
artmış sinyal sahaları olarak görülürler.
Bu etki ferromanyetik materyalin şekline ve miktarına
bağlıdır. Bu artefaktın nedeni;
ferromanyetik materyalin magnet homojenitesini bozmasıdır.
Homojenite bozulunca bu bölgede frekans-kodlama ve
faz-kodlama ile elde edilen sinyalin lokalizasyonu doğru
olarak yapılamamaktadır. MRG incelemesi sırasında
ferromanyetik materyaller olarak karşımıza,
genellikle metal sütürler, cerrahi klipsler veya ortopedik
protezler çıkmaktadır. Bununla birlikte, hastanın
üzerinde bulundurabileceği metal düğmeler,
anahtarlar, metal süs eşyaları da homojeniteyi
bozup artefaktlara neden olabileceğinden bu kategoride
incelenir. Bu nedenle, hastayı incelemeye alırken
üzerinde metal objenin bulunup bulunmadığı
kesinlikle kontrol edilmelidir. Bu materyaller elde edeceğimiz
görüntüyü bozmaktadırlar; bununla birlikte bazı
durumlarda magnetin güçlü manyetik etkisi ile bu
materyaller de etkilenebilmekte ve hastaya zarar
verebilmektedir (bu konu ileride MRG kondrendikasyonları
başlığı altında detaylı olarak
anlatılacaktır) (Resim 8.7).
|
|
Resim 8.7:
Ferro-manyetik materyal artefakti: dusuk ve yuksek sinyal
alanlari sekilinde izleniyor. |
Hastanın
yanlış pozisyonu
MRGde optimal kalitede görüntü elde etmek için
hasta pozisyonunun uygun şekilde yapılması
önemlidir.
Çünkü bütün alıcı sargıların
(receiver coil) belli bir volüm sensitivitesi vardır;
bu özellikle yüzey sargılarında (surface coil)
önem kazanmaktadır. Bununla birlikte büyük bir volüm
sensitivitesi olan head (baş) ve body (gövde) volüm
sargılarında da hastanın Z aksisi boyunca
uygun şekilde yerleştirilmesi gerekir (Alıcı
sargı-receiver coil konusu daha ileride hardware başlığı
altında detaylı olarak anlatılacaktır).
Head ve body (baş ve vücut) volüm sargıları
büyük bir volümde çalışıyor olsalar da,
sensitiviteleri sargı (coil) merkezinde maksimumdur;
merkezden uzaklaştıkça bu sensitivite azalmaktadır.
Bu nedenle esas olarak incelenmek istenen vücut bölümünün
sargı santralinde olmasına dikkat edilmelidir.
Görüntüleme
artefaktları
Aliasing
(örnek
vaka)
Bu artefakt genellikle incelenen bölge hasta volümünden
küçük olduğu zaman veya küçük FOV ile çalışıldığında
faz-kodlama veya frekans-kodlama aksisinde veya her iki
aksiste birden görülmektedir. Bununla birlikte sıklıkla
faz-kodlama aksisinde ortaya çıkmaktadır
(Şekil 8.15 Resim 8.8). Yüzey (Surface) sargıların
kullanılıyor olması bu artefaktların oluşmasını
artırır. Bu artefakta çözüm olarak
frekans-kodlama ve faz-kodlama gradiyentlerin yerleri değiştirilebilir.
Diğer bir çöz olarak faz-kodlama aksisinde daha yüksek
matriks değeri kullanılabilir [57].
Truncation
Bu artefakt ayrıca ringing
artefakt veya Gibbs
fenomeni olarak bilinmektedir. Genellikle faz-kodlama
aksisi boyunca ve 128 faz-kodlama step sayısında (matriks
128 x 256 gibi) görülür [41] (resim 8.9). Bunun nedeni;
Fourier Transformationda görüntü için gerekli sürede
sinyal kaybı (sampling) yapılamamasıdır.
256 faz-kodlama step sayısı kullanıldığında
bu artefakt genellikle kaybolur. Dolayısıyla bu
artefakttan kurtulmak için faz-kodlama step sayısı
artırılabilir veya faz-kodlama ile frekans-kodlama
gradiyent aksislerinin yerleri değiştirilebilir.
Kimyasal şift
(chemical shift) artefaktı
Daha önce bahsedildiği gibi, yağ
dokusunda bulunan hidrojen atomları (protonlar) ile
sudaki protonlar, paylaştıkları kimyasal çevrelerinin
farklı olmasından dolayı, farklı
frekanslarda salınım (precession) göstermektedirler.
Bu nedenle, görüntüde özellikle yağ dokusu ile
suyun komşu olduğu bölgelerde Fourier
Transformationda yanlış kodlanmaya bağlı
olarak artefakt oluşmaktadır ve bu artefakt
frekans-kodlama aksisi boyunca görülür.
|
|
Resim 8.8
Sekil 8.15
|
Resim
8.9 a ve b: Truncation artefakti - Bu artefakt
genellikle 128 faz-kodlama step sayisinda gorulmektedir (a).
Artefakt dis konveks yuze paralel hipointens cizgilenmeler
seklinde goruluyor. Faz-kodlama step sayisi 256 yapilinca bu
artefakt kaybolmaktadir (b).
Eddy currents
(Girdap akımları)
Aslında bu artefakt multi-slice tekniğinin
ilk defa kullanılmaya başlandığı yıllarda
belirgindi; daha sonradan geliştirilen softwareler
sayesinde bu artefakt büyük oranda elimine edilmiştir.
Artefaktın nedeni, multi-slice imaging sırasında
gradiyent sargıların hızlı biçimde açılıp
kapanması gerektiğinden, bu işlem sırasında
shim sargılarda (shim
coil) akımın değişmesine, buna
sekonder olarak da magnet homojenitesinin bozulmasına
neden olmasıdır [41, 57] (Shim sargı,
magnetin homojenitesini sağlamak için kullanılır;
bu konu hardware başlığı altında
detaylı olarak anlatılacaktır).
Coil Loading
(Sargı yüklenmesi)
Transmitter veya alıcı (receiver) sargıların
RF puls uygulama veya sinyali saptamak için belli bir
kapasitesi vardır. Bu kapasite hastaya göre
ayarlanabilir; ancak bu uygunsuz olduğunda görüntü
kalitesinin bozulmasına ve SNRın düşmesine
neden olmaktadır.
Radiofrekans
Interference
(Radyo dalgaları
etkileşimi)
Radiofrekans interference artefaktları özellikle
dış radyo dalga kaynaklarından yeterince
izole edilmemiş sistemlerde görülmektedir. Bu
artefakt faz-kodlama aksisi boyunca görülür.
Eğer
dış
kaynak frenaksı protonlarımıza belirgin etki
yaparsa görüntü tamamen bozulabilmektedir.
Mutli-slice
crosstalk
Daha önce kesitler arasında crosstalk etkiden
ve bu etkiden kurtulmak için kesitler arasında gap
uygulanması gerektiğinden bahsetmiştik.
İncelememizde crosstalk etki belirgin olduğunda görüntü
kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır.
Eğer
inceleme gap
uygulanmasına izin vermiyorsa, gap ile kesit kalınlığı
eşit tutularak birbirinden farklı seviyelerden iki
kere inceleme yapılabilir (ancak bu da inceleme zamanını
uzatacaktır).
|
|
|
ana
sayfa
I iletisim
|