|
|
YAĞ
DOKUSU
SÜPRESYON TEKNİKLERİ
Yağ
dokusu süpresyon teknikleri, yağ dokusundan gelen sinyali
silmek için kullanılmaktadır (özellikle orbitada
retrobulber, abdominal incelemelerde ise mezenterik yağ
dokusunu silmek için); çünkü bazı durumlarda yağ
dokusu içindeki veya komşuluğundaki normal veya
patolojik dokudan gelen sinyal yağ dokusundan gelen sinyal
ile karışmaktadır. Ayrıca son yapılan çalışmalar
yağ dokusu süpresyonu ile beraber kontrast madde kullanıldığında
lezyon saptama başarısının çok daha artacağı
yolundadır.
Yağ dokusu süpresyon tekniği olarak bugüne kadar geliştirilmiş
başlıca 4 temel teknik vardır;
1.
STIR (Short T1 Inversion Recovery)
2.
Chem Sat (Frequency-selective
presaturation)
3.
Dixon ve Chopper metodları
4.
Hibrid
metodu.
STIR
STIR tekniğinden daha önce Inversion Recovery sekansı
anlatılırken bahsetmiştik; T1 (180° RF puls ile 90°
RF puls arasındaki süre) yağ dokusu için null
pointe ayarlanırsa, 90° RF puls uygulandığında
yağ dokusunda (+) veya (-) yönde longitudinal manyetizasyon
olmayacağından, yağ dokusundan sinyal elde
edilememektedir (yağ dokusu için null point 1,5 Tesla
cihazlarda yaklaşık 160-170 msn-[TI]-dir. Bu değer
cihazın gücüne bağlı olarak değişmektedir).
STIR yağ dokusu süpresyon tekniklerinden en basitidir ve bugün
için bu amaçla en yaygın olarak kullanılan tekniktir.
Göreceli olarak kısa T1 kullanıldığından
dolayı bu tekniğe Short
TI Inversion Recovery (STIR) denmektedir.
|
ChemSat
(Selective supresyon) (SPIR)
|
Sekil 12.1:
ChemSat tekniginde saturation puls'in kullanilmasi |
|
|
Bu teknikte temel mekanizma protonlar arasında kimyasal
şiftir (chemical shift). Kimyasal şift (chemical shift)
anlatılırken, yağ dokusunda bulunan protonlar ile
suda bulunan protonların farklı frekanslarda salınım
hareketleri yaptıklarını söylemiştik. Bu
teknikte normal puls sekansından hemen önce yağ
dokusunda bulunan protonlar ile uyumlu (aynı spesifik
frekansta) RF puls kullanılır (bu kullanılan RF
puls suda bulunan protonları etkilemez); bunun sonucu olarak
yağ dokusunda longitudinal manyetizasyon ortadan kalkınca
(yağ dokusunun selektif süpresyonu) normal sekans uygulanır.
Sonuç olarak, yağ dokusunda longitudinal manyetizasyon olmadığından,
yağ dokusundan sinyal alınmaz (Şekil 12.1).
Şekil 12.1de görüldüğü
gibi, 90° RF pulsdan önce
yağ dokusu protonları ile aynı spesifik frekansta
RF puls (saturasyon puls) ile longitudinal manyetizasyon ortadan
kaldırılmakta, bundan hemen sonra yağ dokusu
haricindeki protonları etkilemek amacıyla RF puls (eksitasyon
puls) uygulanmaktadır. Yağ dokusu protonları
longitudinal manyetizasyon için yeterli zaman bulamadığından
yağ dokusu protonlarından sinyal elde edilmez (yağ
dokusu süpresyonu) (tekniğin temel mekanizmasının
protonlar arasındaki kimyasal şift olduğuna dikkat
ediniz). |
Dixon
ve Chopper metodları
Dixon metodunda, birisi in-phase konumunda, diğeri yağ
ve su için 180 out-of-phase konumunda iki faz-sensitiv imaj
elde edilmesi esasına dayanmaktadır. Bu iki imaj kullanılarak
grafide yağ dokusuna veya suya ait sinyal silinebilmektedir
[53]. Chopper ise, aynı mekanizmaya dayanarak bilgisayarda
software modifikasyon yapmış ve bu iki imajı aynı
seansda elde etmiştir (Şekil 12.2).
|
Şekil
12.2 |
Şekil
12.3 |
|
Hibrid
metodu
Bu teknik ilk defa Spin-eko modu kullanılarak Scumowski ve
arkadaşları tarafından geliştirilmiştir (Şekil
12.3). Bu teknikte yağ dokusu için frekans-selektif RF puls
ile Dixon tekniği kombine edilerek yağ dokusu görüntüden
silinir. Bu teknik ile konvansiyonel Spin-eko karşılaştırıldığında
(NEX=2), inceleme zamanında belirgin uzama olmaksızın
yağ dokusu başarılı biçimde süprese
edilebilmektedir.
|
Bu incelemediğimiz 4 teknik de, yağ dokusu süpresyonu için
başarılı biçimde kullanılabilir; bununla
birlikte her tekniğin avantajları ve dezavantajları
vardır (günümüzde bu amaçla en sık kullanılmakta
olan teknikle STIR ve ChemSatdır).
STIR
tekniği yüksek Tesla değerli cihazlarda olduğu
gibi, düşük Tesla değerli cihazlarda da başarılı
biçimde kullanılabilmektedir. Ayrıca, STIR tekniğinde
parametreleri değiştirerek, kontrast istenildiği
gibi düzenlenebilmektedir. Bununla birlikte, bu tekniğin en
büyük dezavantajı, TRın uzun tutulması gerektiğinden,
inceleme zamanının diğer tekniklere göre daha uzun
olmasıdır. Bundan başka, yağ dokusunun T1
zamanına yakın dokulardan gelebilecek sinyalleri de yağ
dokusu ile beraber süprese etmesi (subakut safhada hematom ve
kontrast tutmuş dokular gibi), uzun TR süresine rağmen
Spin-ekoya göre daha az sayıda kesite müsaade etmesi
(multi-slice görüntüleme) ve optimal TI değerlerinin kişiden
kişiye, hatta aynı kişide farklı vücut bölgesi
yağ dokular arasında değişebilmesine bağlı
olarak bazı durumlarda süpresyonun tam olarak yapılamaması
gibi dezavantajları vardır.
ChemSat
tekniğinin STIR üzerine önemli avantajı, sadece yağ
dokusundan gelecek sinyali silmesidir (böylece bu teknik ile
beraber kontrast madde kullanabiliriz). Bütün süpresyon
teknikleri dokular arası normal kontrastı belirli
derecede değiştirdiği (STIRda hemen tüm doku
kontrastı) halde, ChemSat tekniği sadece yağ
dokusunun sinyalini değiştirmektedir. Dezavantaj olarak
konvansiyonel Spin-eko ile karşılaştırıldığında,
belli bir TR değerinde daha az sayıda kesite izin
vermesi ve çok daha önemlisi, sadece yüksek Tesla değerli
cihazlarda kullanılabilmesidir (düşük Tesla değerli
cihazlarda kimyasal şift-chemical shift etkinin belirgin
olmadığını daha önce belirtmiştik).
Chopper tekniği ile yağ dokusu silinebilmektedir; ancak
en büyük dezavantajı, bu tekniğin magnet
inhomojenitelerine çok duyarlı olmasıdır. Buna bağlı
olarak bu teknik ile bazen yağ dokusu süpresyonu tam olarak
yapılamayabilmektedir. Hibrid tekniğinin avantajları
ve dezavantajları ChemSat ve Chopper tekniklerine benzer.
Yağ
dokusu süpresyon tekniklerinin klinikteki önemi nedir?
Baş ve boyun bölgesinde kraniyal sinirleri ve patolojilerini
değerlendirmede yağ doku süpresyonlu kontrastlı
T1 ağırlıklı görüntüler yağ dokusundan
gelen sinyal ile boyanmış lezyonu birbirlerinden ayırmada
oldukça önemlidir. Boyun bölgesinde T1 ağırlıklı
görüntülerde tümör, lenf nodu ve komşu kas grupları
benzer sinyal özelliklerde olduklarından (eğer kontrast
kullanılırsa tümör ve lenf nodları boyanırlar
ve T1 ağırlıklı görüntülerde hiperintens
olarak görülen komşu yağlı dokudan ayırmak
zor olur) ve T2 ağırlıklı görüntülerde
lezyon ve lenf nodu çevre yağ dokusu ile benzer sinyal özelliklerinde
olduğundan, bu bölgelerin MRG incelemelerinde yağ
dokusu süpresyon tekniklerinin kullanılması çok önemlidir.
Orbitada yağ doku süpresyonlu kontrastlı T1 ağırlıklı
görüntüler çok değerlidir ve kontrastlı T1 ağırlıklı
görüntülerin yerini almalıdır; çünkü boyanmış
lezyonları saptamada, anatomik detay elde etmede ve doku yüzeylerinin
belirlenmesinde çok başarılıdır [58, 59].
Spinal incelemelerde ise, yağ dokusu süpresyon teknikleri yağ
ve methemoglobini ayırmada ve yağ içeren dermoid ve
lipom gibi tümörlerin tanısında yararlıdır.
Yağ dokusu süpresyonu ile birlikte kontrastlı
incelemeler post-operatif lezyonların, metastatik ve infeksiyöz
lezyonların tanısında önemli rol oynar.
Bu verdiğimiz örnekler haricinde batın, yumuşak
doku ve kemik iliği MRG incelemelerinde de yağ dokusu süpresyon
teknikleri lezyon saptamada önemli roller oynamaktadır.
Yağ
dokusu süpresyon tekniklerinin dezavantajları nelerdir?
Büyük FOV değerli incelemelerde, görüntüde eşit
olmayan yağ doku süpresyonları ve anatomik yapılarda
keskin değişiklikler görülebilmektedir. Bu, manyetik
alanın inhomojenitesine bağlı olarak meydana gelir.
Manyetik alandaki homojeniteyi artırmak (daha iyi shimming),
daha küçük FOV ile çalışmak, inceleme planını
değiştirmek, hastanın pozisyonunu daha homojen
anatomik dağılım lehine değiştirmek ve
esas incelemek istediğimiz alanı santrale getirmekle sağlanır.
Bunların haricinde, yağ dokusu süpresyon teknikleri ile
elde edilen görüntülerde barsak gibi hava içeren yapıların
komşuluklarında artefaktlar görülebilmektedir. Bu
tekniklerde SNR daha küçüktür; çünkü yağ dokusundan
gelen sinyal yoktur. Buna bağlı olarak görüntüler
daha granüllüdür. İnceleme süresi ve kesit sayısı
ile ilgili dezavantajlardan daha önce bahsedildi.
Ana
sayfa I Bir
Önceki Bölüm
I
Bir Sonraki Bölüm
I iletisim I
www.birthmarks.us
|