Manyetik Rezonans Görüntüleme: Temel Bilgiler

                                  Dr. Orhan Konez                                    English

INVERSION RECOVERY (Ters dönüşüm düzelmesi)

Inversion Recovery sekansında Spin-eko’dan farklı olarak, 90° RF  pulsdan önce 180° RF puls kullanılmaktadır (Şekil 7.6).  

Şekil 7.6: Inversion Recovery'de Spin-eko'dan farkli olarak ilk once ilave bir 180° RF puls kullanilmaktadir ve bu 180° RF puls ile 90° RF puls arasindaki sure "Inversion time = TI" olarak bilinir. 

Bu sekansda kullanılan ilk 180° RF puls, ikinci defa kullanılan 180° RF puls veya Spin-eko sekansında kullanılan 180° RF puls ile aynıdır; ancak uygulandığı sırada longitudinal manyetizasyon mevcut olduğundan dolayı etkisi farklı olmaktadır (Şekil 7.7).  

Şekil 7.7

Şekil 7.7’den de anlaşıldığı gibi, RF puls öncesi dokunun net manyetizasyou Bo’a paralel olduğu halde, 180° RF puls bu net manyetizasyonu oluşturan paralel dizilmiş protonları anti-paralele döndürdüğünden, artık dokunun net manyetik vektörü Bo ile terstir. Bu noktadan sonra dokuların T1 özelliklerine bağlı olarak protonlar eski konumlarına geri döneceklerdir. Bu süreçde transvers mmanyetizasyonun hiç oluşmayacağına dikkat ediniz (Şekil 7.8).  

Şekil 7.8: 180° RF puls uygulamasindan once dokuda net manyetik vektor Bo yonunde paraleldir. 180° RF puls etkisi ile Bo'a paralel olan net manyetik vektor, anti-paralele donmektedir. Bu noktadan sonra, anti-paralele gecmis olan protonlar eski konumlarina geri donduklerinden dolayi, Bo'a paralel net manyetik vektor tekrar olusmaktadir. Inversion recovery'de uygulanan bu ilk 180° RF puls ile protonlar arasinda "in-phase" veya transvers manyetizasyon olusmamaktadir.  

Fakat daha önce detaylı olarak açıkladığımız gibi (Saturation Recovery), bazı dokularda longitudinal manyetizasyon daha hızlı oluştuğu halde (T1 kısa), bazı dokularda bu daha uzun sürecektir (T1 uzun). Sekansın şekline bakacak olursanız; 180° RF pulsdan belli bir süre sonra 90° RF puls uygulanmaktadır. Eğer dokuda paralel veya anti-paralel olsun bir longitudinal manyetizasyon var ise uyguladığımız 90° RF puls etkili olacaktır; bununla birlikte 90° RF puls uygulandığı anda dokuda longitudinal manyetizasyon yok ise 90° RF puls ile trnsvers manyetizasyon oluşmayacaktır (bu doku için bunun anlamı sinyal yokluğudur). Her dokunun bu ilk uygulanan 180° RF puls sonrası süreçde, 90° RF pulsa cevap vermedikleri bir anları vardır (yani o anda o dokuda longitudinal manyetizasyon yoktur) ve dokuların 90 RF pulsa cevap vermedikleri bu noktalarına “null point” denmektedir. Null point yaklaşık olarak dokunun T1 süresinin % 69’una eşittir (Şekil 7.9).

Şekil 7.9’da da görüldüğü gibi, 90° RF puls uygulandığı anda a ve b dokularında Bo’a paralel longitudinal manyetizasyonlar oluşmaya başlamış; c dokusu “null point” durumunda (paralel veya anti-paralel longitudinal manyetizasyon yok); d dokusunda ise anti-paralel longitudinal manyetizasyon olduğunu kabul edersek, uyguladığımız 90° RF pulsa a, b ve d dokuları cevap verdikleri halde, c dokusu cevap vermeyecektir. Bu özellik MRG’de işimize (bazı durumlarda) çok yaramaktadır; çünkü, bu özellik sayesinde elde edeceğimiz görüntüde bazı dokuların sinyallerini silebilmekteyiz ve bu en sık olarak yağ dokusu için kullanılmaktadır (Short T1 Inversion Recovery = STIR). Elde edilecek görüntüde yağ dokusunu silmek için (yağ dokusu süpresyonu) en sık kullanılan ve en basit teknik STIR olmakla beraber; bu amaçla başka teknikler de kullanılmaktadır (bu konu daha ileride yağ dokusu süpresyon teknikleri başlığı altında detaylı olarak tartışılacaktır).  

Bu teknik ile yağ dokusundan gelen sinyal silinebilmektedir; bununla birlikte 90° ve 180° RF pulslar uygulandığında dokulardaki longitudinal manyetizasyonlar ilk konumlarından daha küçük amplitütlerde olduklarından diğer dokulardan gelen sinyaller de azalacaktır.

Şekil 7.9

MRI  

Inversion Recovery sekansında görüntü kontrastını oluşturan esas parametre T1 (Inversion Time)’ dır ki, bu ilk uygulanan 180° RF puls ile 90° RF puls arasındaki zamanı temsil eder. Sekansda kullanılan ikinci 180° RF pulsun etkisi Spin-eko’da kullanılan 180° RF puls ile aynıdır; yani protonlar arasında “in-phase” oluşturarak eko-sinyale neden olmaktadır. Dolayısıyla Inversion Recovery ile hem T1 ağırlıklı, hemde T2 ağırlıklı görüntüler elde edilebilmektedir. TR ilk 180° RF puls ile üçüncü 180° RF puls arasındaki süre; TE ise, 90° RF puls ile eko-sinyal arasındaki süredir.  

Şekil 7.10: TI'a bagli olamk uzere bazi dokularin goreceli MR sinyal intensiteleri. STIR teknigi kullanildiginda yag dokusundan gelen sinyalin silinmesi ile birlikte diger dokulardan gelen sinyallerin de azaldigina dikkat ediniz. 
 

Resim 7.2: STIR teknigi ile elde edilmis serebral koronal kesit

 

Bu sekans ile yağ dokusunu başarı ile silebildiğimiz halde, sekans bazı dezavantajlar da taşımaktadır. Bunlardan en önemlisi uzun TR gerektirmesidir (TR 1500-2500 gibi). Dolayısıyla bu sekans ile inceleme süresi daha uzun olacaktır ve TR süresi boyunca T1 değeri önemli olduğundan (belirli bir zamanı T1 kapladığından dolayı), belli bir zaman diliminde daha az sayıda kesit görüntüsü elde edebilmekteyiz (Multi-silec tekniğinde boş geçen zamanı diğer kesitler için kullandığımızı ve bu sayede belli bir zaman diliminde bir kesit görüntüsü yerine bir çok kesit görüntüsü elde ettiğimizi hatırlayınız).  

Resim 7.3: Inversion recovery sekansinda, TR ve TE degerleri sabit tutulurken degisen TI degerleri ile elde edilen doku kontrastlari (a. TI=100, b. TI=300, c. TI=600)

 

Ana sayfa     I    iletisim