Manyetik Rezonans Görüntüleme: Temel Bilgiler |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
PROTON
ve MAGNET ve
RADYO DALGALARI ATOM
VE MAGNET
Güçlü
manyetik alan vektörüne paralel ve anti-paralel dizilim gösteren
protonların sayıları birbirleri eşit değildir.
Paralel (düşük enerji seviyesindeki) dizilen
protonların sayıları, anti-paralel (yüksek
enerji seviyesindeki) protonlara göre daha fazladır (yukarıda
bahsedildiği gibi, güçlü manyetik vektöre paralel
davranmak daha kolay bir iş olduğundan, paralel
dizilim gösteren protonların sayıları daha
fazla olmaktadır). Bununa birlikte, bu fark sanıldığı
gibi fazla olmayıp, manyetik alanımızının
(magnetion) gücüne (Bo) bağlı olarak da değişmektedir
[5](Tablo 4.1). Magnet gücü arttıkça paralel dizilen
protonların oranı da artmaktadır. İşte
bu paralel dizilim lehine olan ufak fark ile dokunun net
manyetik vektörü oluşmakta ve biz bundan MR görüntüsü
elde etmekteyiz (Şekil 4.2). Verilen tabloda (Tablo
4.1) magnetin Tesla gücü ile değişen ve paralel
dizilen protonlar lehine olan bu fark çok az olmakla
birlikte, vücudumuzda oldukça çok sayıda proton olduğu
düşünülürse paralel dizilen protonların oluşturduğu
bu fark yine çok fazladır. Bu arada önemli bir şey
daha öğrenmiş oluyoruz; gücü
yüksek magnetlerde paralel dizilim gösteren protonların
oranı daha fazladır; buna bağlı olarak
daha güçlü sinyal elde edilir. Buna karşın düşük
manyetik güçlü cihazlarda bu fark daha az olduğundan
daha zayif sinyal elde edilmektedir (konu ileride detaylı
olarak tartışılacaktır).
Larmor
denklemindeki γ
(gyromanyetik sabite) değeri her atom çeşidi için aynı
olmayıp, vücudumuzda bulunan atom çeşitleri arasında
farklılıklar göstermektedir [8] (Tablo 4.2).
Larmor
denkleminden kolaylıkla anlaşılabildiği gibi;
salınım frekansı gyromanyetik sabite bağlı
olduğu gibi, magnetimizin gücü ile de doğrudan ilişkilidir;
veya başka bir ifade ile magnet gücünü değiştirdiğimiz
zaman bu frekans da doğru orantılı olarak değişmektedir.
Bunu rakamlarla değerlendirecek olursak; hidrojen atomu için
gyromanyetik sabite: 4257 Hz/gauss; dolayısıyla kullandığımız
magnet 0,5 Tesla gücünde ise (1 Tesla=10.000 gauss)
4257x5000=21.285.000 Hz olarak bulunur (salınım frekansı).
Aynı hidrojen atomu için kullandığımız
magnet 1,5 Tesla’ya çıkarsa bu değer
4257x15.000=63.855.000 Hz’e yükselmektedir (Protonun Bo çevresine
ne kadar hızlı biçimde döndüğüne dikkat ediniz). Magnet
içine koyduğumuz dokunun durumunu özetleyecek olursak;
magnet içine konan dokudaki protonlar güçlü manyetik alan
etkisi ile paralel ve anti-paralel olarak dizilim göstermekte;
paralel dizilim gösteren protonların sayıları,
anti-paralel dizilim gösteren protonlara göre çok az da olsa
fazlalık göstermekte ve bu fazlalık dokunun net
manyetik vektörünü oluşturmaktadır. Güçlü manyetik
alan vektörüne paralel olarak ortaya çıkan dokunun bu net
manyetik vektörüne LONGİTUDİNAL MANYETİZASYON
denmektedir. Buna ek olarak protonlar güçlü manyetik alan
etkisi ile salınım hareketine başlamaktadır;
ve bu salınım hareketinin frekansı atomun
gyromanyetik sabite ve magnet gücü ile direk olarak ilişkilidir
(Larmor denklemi) (Dokuda hidrojen dışında daha bir
çok atom olduğunu ve bu atomlardan C13, P31, Na23 vs. gibi
manyetik vektörleri olan atomların güçlü manyetik alan
etkisi ile paralel ve antiparalel dizilim göstereceğine ve
farklı frekanslarda olsa da tüm atomların salınım
hareketine başlayacaklarına dikkat ediniz). Magnetin güçlü manyetik etkisi ile protonlar salınım hareketine başlamaktadır; bununla birlikte, protonların güçlü manyetik alan etkisi altında yaptıkları bu salınım hareketi belli bir düzen göstermez; başka bir ifade ile, protonların bu hareketi birbirleri ile uyumlu değildir (aynı anda vektör uçları salınım çemberinin değişik noktalarındadır). İşte, protonların salınım frekanslarının belli bir düzen göstermediği bu konuma “OUT-OF-PHASE” denmektedir (Şekil 4.5). Aslında longitudinal manyetizasyonun oluşması (Bo’a paralel) protonların out-of-phase konumu ile ilişkilidir (Eğer protonların bu hareketinde belli bir uyum olursa, dokunun net manyetik vektörü BO’a paralel olmayacaktır veya protonlar arası oluşacak uyum ile Bo’dan sapacaktır, çünkü protonlar Bo çevresinde salınım hareketi yapmaktadırlar). Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; dokuda bulunan atomlar, güçlü manyetik alan etkisi ile paralel ve anti-paralel olarak dizilirler; ve Bo çevresinde salınım (Precession) hareketine başlarlar. Farklı atomlar farklı salınım frekansları gösterdiği gibi, bu harekette atomlar arasında uyum yoktur (out-of-phase) ve buna bağlı olarak Bo’a paralel longitudinal manyetizasyon oluşur.
Şekil
4.5’deki salınım hareketi yapmakta olan protonları
şekil 4.6’daki gibi canlandırırsak; karşılıklı
paralel ve anti-paralel dizilen protolar birbirlerinin manyetik
vektörlerini nötralize etmektedirler; ancak fazlalık olarak
paralel dizilen protonlar nötralize olmadıklarından ve
protonların manyetik vektör uçlarının tek noktada
olmayıp, salınım çemberinin değişik
noktalarında bulunmasından dolayı, dokunun net
manyetik vektörünün magnet manyetik vektörü ile (Bo) tam
paralel olacağı daha kolay anlaşılabilir (Şekil
4.6 a-b). Anlatımın
daha kolay olması bakımından bundan böyle koordinat
sistemi kullanılacaktır. Bo yönü koordinat
sisteminde Z aksisi, diğer iki yön ise X ve Y aksisleri
olarak gösterilmektedir (X ve Y aksisleri değişebilir)
(Şekil 4.6).
Radyo
dalgasının özellikleri nelerdir?
Elektromanyetik
spektrum tablosunda belirtildiği gibi, insan vücudundan geçebilen
çeşitli pencereler vardır (Elektromagnetic spect MRG’de radyo dalgası uygulaması devamlı olmayıp, belli sürede ve belli güçde demetler halinde uygulanmaktadır; bu nedenle uygulamaya RF PULS (RF pulse) denmektedir. Uyguladığımız
radyo dalgasının önemli 2 etkisi vardır: 1.
Protona
enerji transferi olur; buna bağlı olarak düşük
enerji seviyesindeki bazı prontolar yüksek enerji seviyesine
ulaşır (bunun anlamı; bazı protonlar paralel
konumdan anti-paralel konuma yer değiştirirler). 2.
Aynı
frekansda ancak düzensiz biçimde salınım hareketi (out-of-phase)
yapan protonlar “IN-PHASE” konumuna ulaşırlar
(bunun
anlamı ise; protonların vektör uçlarının aynı
anda, salınım çemberinin aynı noktasında
olmasıdır) (Şekil 4.8).
Bazı protonların radyo dalgası (RF puls) enerjisini absorbe edip paralel konumdan anti-paralel konuma geçişi ve bir süre sonra absorbe ettikleri bu enerjiyi salarak eski konumlarına geri dönmeleri için (rezonans), protonun salınım frekansı ile radyo dalgası frekansının aynı olması gerekmektedir; aksi taktirde RF puls ile protonlar arasında enerji transferi gerçekleşmez. İşte bu özellik ile, farklı frekanslarda RF puls kullanılarak farklı atomları etkileyebilir veya bu sayede sadece hidrojen atomlarını etkileyebiliriz. Rezonansı açıklamada genellikle diapozon örneği kullanılmaktadır. Bir ortamda ferkansları farklı olan çok sayıda diapozon olduğunu kabul edersek (A, B, C, D… diapozonları) ve eğer bu ortama titreşim halinde ve frekansı B diapozonu ile aynı olan diapozon ile girersek ortamdaki diapozonlardan sadece B diapozonu titreşmeye başlayacak, diğerleri etkilenmeyecektir. Bunun anlamı, B diapozonuna enerji transferi olmuştur (Şekil. 4.9).
İstediğimiz
atomdan olmasa bile nükleusunda uygun sayıda proton bulunan,
buna bağlı olarak nükleer manyetizma nedeni olan
atomlardan (C13, Na23, P31) gibi MR görüntüsü elde
edilebilmektedir. Ancak bunlar ile görüntü oluşturulmak
istenildiğinde, bu atomların gyromanyetik sabitelerine
uygun RF puls uygulanması gerekecektir (bildiğiniz gibi
bu atomların salınım frekansları hidrojenden
farklıdır ve RF pulsunun etkili olabilmesi için, yani
enerji transferi için, salınım frekansı ile aynı
frekansda olması gerekmektedir). Bununla birlikte, kitabın
ilk kısmında da belirtildiği gibi, hidrojen vücutta
çok miktarlarda (yaklaşık olarak tüm vücuttaki
atomların % 80’i hidrojen atomudur) ve yaygın olarak
bulunduğundan, ayrıca MR sensitivitesi en yüksek olan
atom hidrojen atomu olduğundan (en güçlü sinyal edilen
atom olduğundan) [8] (Tablo 4.2), bu iş için en uygun
atom hidrojen atomudur. Aslında
hidrojen atomu dışındaki atomlar ile görüntü oluşturulması
konusunda birçok merkezde araştırmalar sürmektedir; diğer
atomlar ile oluşturulan görüntüler hidrojen atomu ile oluşturulan
görüntülerden farklı bilgiler vermekle birlikte, bugüne
kadar klinik kullanıma uygun kalitede görüntü elde
edilememiştir. Bununla birlikte gelecekte çok daha faydalı
klinik görüntüler elde edilmesi umulmaktadır.
Ana sayfa I Bir Önceki Bölüm I Bir Sonraki Bölüm I iletisim I www.birthmarks.us
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|