|
|||
HEKİM FORUMU, İstanbul Tabib Odası, Haziran 1995, Sayfa 24 | |||
Dr. Orhan Konez ve Dr. Cengiz T. Yenigüç | |||
Dahiliyecilerin
ve ürologların
da son
yıllarda sonografi
cihazına ilgi
göstermeleri şu
anda yaşanan
problemi çok
daha geniş
tabana yayacaktır.
Neyse ki, halen hastalar
dahiliyecileri ve
ürologlar Şu
ana kadar
bahsettiğimiz
problem, ağırlıklı
olarak özel
muayenehaneler bazında
görülmektedir. Bununla
birlikte son
yıllarda hastanelerin
dahiliye ve
üroloji kliniklerine
sonografi cihazları
satın aldığını
görüyoruz.
10-20 hastası
olan klinikte,
sadece bu
hasta sayısına
bağımlı
olacak bir
sonografi cihazının
verimli olarak
çalıştırılması
nasıl beklenebilir
ki ? Aynı
hastanelerin radyoloji
kliniklerinde cihaz
sayısının yeterli
olmamasından dolayı
hastaların haftalar, hatta aylar
sonrasına sonografi
randevusu aldıkları
dikkate alınırsa
olay daha
çarpıcı
görülmektedir. Konu
hakkında sonuç
olarak şunu
söylemek istiyoruz:
Sonografiyi kimin
yaptığından
çok daha
önemli olan,
bu işi
yapan hekimin
bu teknolojik
cihazı mümkün
olan en
yüksek verimlilikte
kullanmasıdır. Eğer
bu mümkün
olabilirse( ki herkes
için bir
takım avantajlar
taşımaktadır), ülke
ekonomisi bu
nedenle önemli
kayıplar vermeyecektir.
Ayrıca bu
işi yapan
hekimin daha
çok hasta
tecrübesiyle daha
az hata
yapması da diğer
bir avantajdır. Yıl
1995. Aradan
geçen 2
yıl içinde
İstanbulda MRG
ve BT
cihaz sayısı
daha da arttı.
Nüfusu 2 milyon
sapma ile
söylenebilen İstanbulda
sonografi cihaz
sayısını
söylemek ise
mümkün değildir.
Torontolu radyologla
bu yıl
tekrar karşılaşacağız.
Yine sigara
içip laflayacağız. *GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, Radyoloji Kliniği |
|||